Çanakkale Ağız, Çene ve Diş Cerrahisi
Ağız, çene ve diş cerrahisi kendi içerisinde çok sayıda işlemi barındıran bir alandır. Ağız ve diş sağlığı ile alakalı olarak yaşanan bazı sorunlar, cerrahi müdahaleyi zorunlu kılabiliyor. Hem yumuşak hem de sert dokuların patolojilerinin tedavileri de bu kapsamda değerlendiriliyor. Kliniğimizde uygulanan ağız, çene ve diş cerrahisi uygulamaları şu şekildedir:
İçindekiler
Çanakkale diş dolgu tedavisi hakkında hakkında merak edilen her şeyi ve detaylı bilgileri sizin için en basit haliyle anlattık.
Halk arasında 20 yaş dişi olarak bilinen dişler, kimi zaman çene kemiği içerisinde gömülü bir durumda olabiliyor. Bazı kişilerde ise yapısal bir problem olarak bazı dişlerin gömülü pozisyonda olması söz konusudur. Özellikle 20 yaş dişlerinin ya da bir diğer adıyla 20’lik dişlerin belirli bir zamandan sonra tamamen işlevsiz kaldıklarını da belirtmeliyiz. İnsanlarda çene kemiğinde yaşın ilerlemesi ile birlikte küçülme meydana gelir. 20 yaş dişleri de çene yapısı içerisinde bir yer bulamadığından bu kemiğin içerisinde gömülü pozisyonda kalabilir.
Gömülü halde olan bu dişler zamanla üt ön bölgede yer alan dişlerin köklerinde erime olması gibi ciddi sorunları beraberinde getirebilir. Bununla birlikte dişlerin diziliminde de belirgin bozulmalara yol açabilir. Bu sorunların gömülü diş problemi olan hastalarda oldukça sık yaşandığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla tedavi seçeneklerinin mutlaka değerlendirilmesi gerekir. Bu tedavide ise iki farklı seçenek bulunuyor. İlki gömülü dişin ağız, diş ya da çene yapısına zarar vermemesi durumunda uygulanan ortodontik tedavidir. Diğer tedavi ise ağız, çene ya da diğer dişlere zarar veriyor olması durumunda uygulanan diş çekimidir. Bu işlem, gömülü diş çekimi olarak adlandırılır.
İmplant tedavisi de sık uygulanan cerrahi müdahalelerden biridir. Ağız içerisinde eksik diş ya da dişler olduğunda özel materyaller ile bu eksikliğin giderilmesi için gerçekleştirilir. Titanyum materyalden hazırlanan ve vidaya benzeyen özel diş kökleri çene kemiğine yerleştirilir. Üzerinde protez diş yerleştirilerek ağız içerisindeki eksik diş sorununun tamamen ortadan kaldırılması sağlanır. Ağızda sadece tek bir dişin eksik olması durumunda uygulanabilen implant tedavisi birden fazla sayıda diş eksikliği olduğunda da güvenle tercih edilebiliyor. Özellikle hareketli protez dişleri kullanmakta sorun yaşayanlar ya da kullanmak istemeyenler için en ideal çözümlerden birinin implantoloji olduğunu belirtebiliriz. Bu tedavi çok sayıda hastada uygulanabiliyor. Oldukça doğal bir görünüm sergiliyor olması da önem taşıyor.
Ağız içerisinde apse ya da kist oluşumu söz konusu olabilir. Apse ya da kist, çok sayıda farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabilen ciddi sorunlardan biridir. Hem hastada günlük yaşantısını olumsuz yönde etkileyecek sorunlara neden olabilir hem de tedavinin yapılmaması durumunda madde kaybına yol açabilir. Çünkü zaman içerisinde bu oluşumlar çene kemiğini eritme gibi bir riski de ortaya çıkarıyor. Bu durum çene kemiğinin zayıflaması gibi önemli bir tabloya neden oluyor. Çene kırıkları, ağız ve diş yapısında estetik bozulmalar, dişlerin fonksiyonlarında sıkıntılar ve diş diziliminin olumsuz yönde değişmesi ise bu durumun neden olabileceği diğer sorunlardır. Dolayısıyla mutlaka cerrahi müdahale ile kistlerin ve apsenin tedavi edilmesi gerekir.
Çene bölgesinde kimi zaman doğuştan kimi zaman da çeşitli travmalara bağlı olarak deformasyonlar oluşabilir. Alt ve üst çenenin birbiri ile uyumsuz olması, ağzın düzgün şekilde kapanmaması da yaşanan sorunlar arasında yer alıyor. Bu bozuklukları gidermek için çene cerrahisi yöntemlerinden rahatlıkla faydalanılabilir.
İleri düzeyde diş çürükleri olması ya da dişi çevreleyen dokularda hasar oluşması gibi durumlarda diş çekimi gündeme gelebilir. Diş çürüklerinde öncelik her daim dişin kurtarılmasıdır. Ancak bu durum her hastada mümkün olmayabiliyor ve zorunlu olarak dişin çekilmesi gerekebiliyor.
Aşırı harap olmuş ve kurtarılmayacak durumdaki dişler uygun lokal anestezik solüsyon enjekte edilerek uyuşturulur. Öncelikle elevatör adı verilen el aletiyle çevresindeki dokular gevşetilir. Ardından davye adı verilen el aletiyle uygun şekilde kavranır. Takiben ideal yön ve şiddette kuvvet uygulanarak kemik soketinden çekilir. Bazı durumlarda diş kökleri kırılabilmekte veya baştan tek parça halinde çıkmayacağı anlaşılmaktadır.
Bu durumlarda dişler özel aletlerle bölünüp parçalar halinde kemik soketten çıkarılır. Bazı durumlarda yara iyileşmesini hızlandırmak için ilgili bölgeye dikiş atılabilir.
Çekimden sonra ağza konulan gazlı bez yarım saat sonra atılmalıdır. Sonradan kan gelirse asla tükürülmemeli ve yutulmalıdır. Çünkü tükürme eylemi yara bölgesindeki pıhtıyı bozup daha fazla kanamaya sebebiyet verecektir. Çekimden sonraki 24 saat boyunca sigara, aşırı soğuk-sıcak ve çok sert gıdalar tüketilmemelidir.
Şişlik oluşumunu engellemek adına aralıklarla buz uygulaması yapılabilir. İlk bir iki gün ağrı oluşumu normaldir bu yüzden ağrı kesici kullanılabilir. Eğer dikiş atılmışsa hekimin belirttiği sürede dikişlerin alınması seansına gelinmelidir.
20 yaş dişleri 17-22 yaşları arasında ağızda en geç süren ve en gerideki azı dişleridir. En geride olmalarından ve geç sürmelerinden dolayı birçok kişide yön ve eksen olarak anormal şekilde çıkmakta veya tamamen gömülü kalabilmektedir.
Çıkamayan veya anormal şekilde süren dişler iltihabi ve ağrılı durumlara sıkça neden olabilmektedir. Bu yüzden birçok hastada çekilmeleri gerekebilmektedir. Ayrıcan dişler sürse bile ulaşılması güç bir bölgede bulunduğundan yeterli bir hijyen sağlanamamkta ve hızla çürüyebilmektedirler. Kimi durumlarda da öndeki dişlere baskı yapıp ağızdaki mevcut dişlerin hizalarını bozabilmektedirler.
Öncelikle ilgili bölge lokal anestezik solüsyonla uyuşturulur. Dişin gömülülük durumuna göre dişeti veya kemik kaldırılarak özel el aletleri vasıtasıyla diş kemik soketinden çıkarılır. Daha sonra eğer gerekliyse birkaç ilgili bölgeye birkaç dikiş atılabilir.
Aslında 20 yaş diş çekimi sırasında ilgili bölge uyuşturulduğundan hasta ağrı duymamaktadır ve çekim süresi dişin pozisyonuna göre 15 dk ile 30 dk arasında değişiklik gösterebilmektedir. Hastanın aşırı kaygı, korku veya sistemik hastalığına bağlı olarak sedasyon (uyutarak) ile de çekilebilmektedir. Eğer diş kemik içerisinde gömülüyse bir miktar kemik kaldırılacağından operasyondan sonraki bir iki gün hafif şişlik ve ağrı olması normaldir.
Eğer dişler düzgün bir pozisyonda sürmüşse ve kişinin ağız hijyeni ideal düzeyde ise ağızda kalmalarının herhangi bir sakıncası yoktur.
Küçük çapta çürüğe sahip 20 yaş dişleri ağızda kalmaları gerekiyorsa dolgu işlemi ile kutraılabilir. Derin çürüğe sahip ağrılı 20 yaş dişlerine ise kanal tedavisi yapılabilir. Ancak 20 yaş dişleri çoğunlukla anormal kanal yapılarına sahip olduklarından ve ulaşılmaları çok güç bir bölgede olduklarından yapılacak kanal tedavisinin başarı şansı oldukça düşmektedir. Mutlaka ağızda tutulması gerekmiyorsa çekilmesi daha daha uygun bir seçenektir.
Bazı durumlarda kanal tedavili dişlerin üst yapısı herhangi bir işlem için çok yetersiz olabilmektedir. Böyle vakalarda kanal dolgusunun üst kısmı çıkarılarak yerine post denilen fiberle güçlendirilmiş uzun pin benzeri materyaller adapte edilerek özel yapıştırma simanlarıyla yapıştırılır. Post etrafına dolgu materyaliyle destek yapılarak porselen kaplamanın tutunması için yeterli üst yapı oluşturulmuş olur.
Bu işlemler hastalarımız tarafından karıştırılabilmektedir. İmplant dediğimiz yapay diş kökleri kaybedilen dişlerin yerine çene kemiğine adapte edilen titanyumdan üretilmiş materyallerdir. Postlar ise ağızda mecut olan fakat üst yapısı harap olmuş kanal tedavili dişlerin köklerine yerleştirilen tutuculuğu artıran metal veya fiber yapısındaki materyallerdir.
Kafatası içindeki boşluklara sinüs adı verilmektedir. Maksiller sinüsler denilen üst çene sinüsleri böle olarak üst arka dişlerin yukarısında yer almaktadırlar. Üst arka bölge diş kayıplarında uzun süre geçerse bu bölgedeki kemik seviyesi düşebilmektedir.
Azalan kemik seviyesi üst çenede bulunan sinüs denilen boşluk yapısıyla arada küçük bir mesafe bırakırsa bu alan implant yerleşimi için yeterli olmamaktadır.
Kemik kalınlığının oldukça azaldığı durumlarda kemikte bir pencere açılarak sinüs tabanına ulaşılır. Özel aletlerle sinüs yapısına zarar vermeden taban kısmı yukarı doğru kaldırılarak kemik tozu ilave edilir. Böylece sinüs sınırı yukarı çekilerek implant için yeterli kalınlıkta bir kemik dokusu elde edilmesi amaçlanır.
Ayrıca sinüs kaldırma işleminin ardından bekleme süresini azaltmak için bazı vakalarda aynı anda implant ile beraber uygulanabilir. Bu işlemde sinüs tabanı üzerini örten kemik tabakasının özel aletler ile itilmesi suretiyle yukarı çekilmektedir.